Amber veya Kehribar hakkında ilginç gerçekler!
Kehribar taşlarının oluşumlarını bir önceki yazımızda belirtmiştik. Bu konumuzda ise kehribar taşı hakkındaki ilginç bilgileri sizler için derlemeye çalıştık.
- Amber bir mineral değil, organik bir üründür. 25 ila 50 milyon yıl önce yaşayan eski ağaçların fosilleşmiş reçinesidir, ancak 130 milyon yıl kadar eski olabilen bazı parçalar bulunmuştur.
- İçeride kapana kısılmış olabilecek küçük böcekler nedeniyle kehribar, paleontologların dünyadaki yaşamı ilk evrelerinde yeniden yapılandırmasına yardımcı oldu ve bu şekilde 1000’den fazla soyu tükenmiş böcek türü tespit edildi.
- Kehribarın ilaç olarak kullanımına ilişkin ilk kayıtlar çok eskilere dayanmaktadır. Başlangıçta ilaçlar yalnızca doğal ortamda bulunan bileşenlerden yapılmıştır bunlar bitkiler, hayvanlar ve minerallerdir. Ayrıca, bir ilacın içerdiği daha fazla bileşen, nihai sonuçların daha iyi olduğuna inanılıyordu. İsveç’te tutulan Nicolaus Copernicus’un orijinal formülü, kehribar dahil 22 malzemeyi belitmiştir.
- Antik Yunanlılar, bir bezle ovulduğunda elektriksel olarak yüklendiği ve küçük parçacıkları çekebildiği için elektriğin türetildiği kehribara “elektron” adını verdiler.
- Dominikli ve filozof olan Büyük Albert (1193-1280), kehribarı en etkili altı ilaç arasında birinci olarak tanımlar “Tıpta altını kehribarla fetheden altı tane vardır: kehribar, oscar, mors, kafur, tartar, altın.”
- Baltık kehribarı, çağdaş tıpta kullanılan bilimsel olarak incelenmiş bir tıbbi madde olan süksinik asitin %3 ile 8’ini içerir. Asitin en yüksek içeriği, taşın dış tabakası olan amber korteksinde bulunur.
- 1546 yılında mineralist ve doktor G. Agricola, kuru damıtma kullanarak süksinik asit elde etti. Kuru damıtma (kehribarın vakumda ısıtılmasıyla gerçekleştirilir) kehribarı asit, yağ ve reçineye böler, bunların hepsi son derece değerli ve çok faydalıdır.
- Son bilimsel araştırmalar, süksinik asidin insan organizması üzerinde çok olumlu bir etkiye sahip olduğunu da kanıtlamıştır. Vücudu güçlendirir, bağışıklığı, enerji ile ilgili süreçlerin seyrini ve asit dengesini iyileştirir. Süksinik asit, modern bakteriyolojinin öncüsü, Nobel Ödülü sahibi Robert Kock (1886) tarafından pozitif etkisini doğruladı ve insan organizmasında fazla miktarda süksinik asit birikmesi riskinin olmadığını keşfetti.
- Tıbbın babası olan ünlü Hipokrat (MÖ 460-377), eserlerinde Baltık kehribarının tıbbi özelliklerini ve daha sonra Orta Çağ’a kadar bilim adamları tarafından kullanılan uygulama yöntemlerini anlattı.
- Orta Çağ’da vebalar kasabaları sardı ve sakinlerine ağır bir bedel ödetti. Etkili bir önleyici tedbir olarak yanan kehribar dumanıyla fümigasyon önerildi. Matthaus Praetorius tarafından kaydedildiği gibi, veba sırasında Gdansk, Klaipeda, Königsberg veya Liepaja’dan tek bir kehribarcı hastalıktan ölmedi.” (1680) Amber dumanı hala aromaterapide kullanılmaktadır.
- 130 milyon yıl öncesine ait kehribarlarda böcekler, örümcekler ve ağları, annelidler, kurbağalar, kabuklular, bakteri ve amipler, deniz mikrofosilleri, ağaç, çiçek ve meyve, saç, tüy ve diğer küçük organizmalar şu an günümüzde bulunmaktadır.
- Mineraller ve camın aksine kehribar cilde karşı sıcaktır.
- Kehribar yanarken çam kokar.
- Amber, 300’den fazla farklı tonda gelir! En yaygın renkler bal, yeşil, kiraz, konyak, sitrin ve karameladır.
- Astrolojik olarak: ikizlerin taşıdır.
- Kimyasal açıdan kehribar %80 karbon, %10 hidrojen ve %10 oksijenden oluşur. Formülü C10H16O+(H2S)
